16 Kasım 2012 Cuma

Kia Sportage 1.6 GSL Plus Testi




Daha çok değil çeyrek yüzyıl kadar öncesinde Dünya'da ve Ülkemizde otomobil konusunda fikir yürütmek, yazıp-çizmek bugünküne oranla çok daha kolay, bir o kadar da tek düzeydi. O dönemde lüks otomobil denince akla Mercedes ve BMW, spor otomobil denince Porsche, arazi aracı denince Jeep yahut Land Rover, klas yerli otomobil denince Renault Concorde gelirdi. Toyota, Honda ve Subaru da bilinen uzakdoğulu markalar konumunda olsalar da "Japon işi Çin işi" kategorisinde değerlendirilir, yüzlerine de pek bakılmazdı. 



Bugünkü test konuğumuz Kia ise o yıllarda sınırlı sayıdaki TV kanallarında Cüneyt Arkın'ın karate çığlığı olan "Kiaaaaaaa" nidasıyla yurdumuz insanıyla ilk tanışmasını gerçekleştiren, bugünün Türkiye'sinde Çin menşeli otomobillere nasıl küçümseyerek (bkz. dandik) bakılmakta ise o şekilde kategorize edilen ve yalnızca dar gelirli vatandaşlara hitabeden bir Güney Kore markasından ibaretti. 

Gelin gelelim 25 yıl zarfında köprünün altından çok sular aktı ve dünün kısıtlı otomotiv dünyası yelpazesi, envai çeşit segment ve alt-segmentten  ve yüzlerce markanın birbiriyle kıyasıya çarpıştığı uçsuz bucaksız bir derya haline geldi.  

Bu yeni ve kıyasıya rekabetin yaşandığı düzende düne oranla durumunu en yükselten otomobil markaları Güney  Kore menşeli Hyundai ve Kia oldu. İleri teknoloji ile üretilen, yüksek donanımlı, şık dizaynlı, güvenli ve görece uygun fiyatlı modelleriyle dünün hakir görülen Kore otomobilleri; bugün testlerde Opel, Chevrolet, Peugeot, VW gibi Batı Dünyasının köklü üyeleri ile yan yana yer alır, hatta kimi mukayeselerde üstünlük sağlar konuma geldiler.

Bugünkü test konuğumuz olan Kia Sportage 1.6 GSL Plus marka crossover tipi aracı yukarıda bahsettiğimiz konjonktür dahilinde değerlendireceğiz. Bu durumda başlasın klasik test prosedürümüz ;)

DIŞ:







Kia'nın köklü ve prestijli Alman üretici Audi'den transfer ettiği (daha önceleri Audi TT gibi bir moda ikonu otomobili de dizayn etmiş olan) Chef Designer Peter Schreyer'in mevcudiyeti yeni Sportage'a daha ilk bakışınızda kendini belli ediyor. Çekik gözleri, gururlu bir gülümseyişe sahip olan büyük krom ön panjuru, aracın çeşitli noktalarında kullanılan krom insertler, Golfvari geniş C/D sütunu ve kompakt boyutlarıyla (4.44m Boy x 1.85m En x 1.63m Yükseklik) Yeni Sportage son derece kendine güvenli ve modern bir kompakt crossover çizgisinde. Dış görünüm ve özellikler itibariyle araçta herhangi bir olumsuzluğa rastlamadığımızı ve bu kategoriden Yeni Sportage'a tam puan verdiğimizi belirterek geçiyoruz İç Mekan hakkındaki izlenimlerimize.



İÇ:





Yeni Sportage'ın içine de Alman eli değdiği iç mekana adımınızı attığınız anda ayırt ediliyor. İklimlendirme ve müzik sistemlerinin, vites kolunun araç içerisindeki çeşitli kumanda düğmelerinin konumlandırması son derece ergonomik, kullanımı da gayet basit ve rahat. 

Aşağıdaki detaylı fotolardan da göreceğiniz üzere bu kompakt crossover'ın iç mekanı genişlik ve rahatlık açılarından, dış boyutları göz önünde bulundurularak değerlendirildiğinde tatminkar seviyede. Aracın gerek ön, gerekse arka koltuklarında oturanların rahat edebileceği bir kabin sunuyor Sportage netice itibariyle.




Arka koltuklar dik konumdayken 465lt'lik, yatırıldığında ise 1365lt'lik tatminkar bir yükleme kapasitesi (bagaj hacmi) bulunan Sportage'ın bu noktada eleştirilebilecek tek eksikliği yükleme eşiğinin yüksek konumlandırılması oldu.







Aracın iç mekanında modeline göre değişmekle birlikte artık Koreli üreticilerden alıştığımız bir geniş bir standart donanım bulunmakta. Çift bölgeli dijital klima, arka görüş kamerasının dikiz aynasında konumlandırılmış monitörü, MP3, ipod, USB bağlantılarına da imkan veren gelişmiş müzik sistemi, üst modellerde ön ve arka koltuk ısıtmaları, panoramik cam tavan ve soğutmalı torpido gözü gibi pek çok konfor donanımını içermekte Yeni Sportage. 





İç mekan konusunda iki temel olumsuzluk gözlemledik. Bunlardan ilki aracın dikkat çekici gösterişteki dış görünümüne tezatlık arz eden fazlasıyla sade ve çekicilikten uzak dizayn oldu. İkincisi ve daha önemlisi ise kullanılan materyallerin ve işçiliğin kalitesinin Avrupalı üreticilerin yanına dahi yaklaşamayacak derecede düşük (sert dokunuşlu yüzeyler, tıkırtı sesleri, kimi malzemlerdeki montaj eğrilikleri, kapı içlerinde ilave fitil kullanılmaması sebebiyle araç içinde otururken dış renginin/kaportasının görülebilir olması) kalmasıydı. Eğer arkadan hızla yaklaşmakta olan Çinli ucuz otomotiv üreticilerinden kendilerini ayırt etmek ve daha üst gelir grubundaki Batılı tüketicilere satış yapmak istiyorlarsa Koreli üreticilerin işçilik ve materyal kalitesi konularındaki mevcut eksikliklerini bir an evvel kapatmaları gerektiği düşüncesindeyim.  


SÜRÜŞ
:



Gelelim Otomobilgurmesi Testlerinin en kritik aşamasına. Sportage'a binip kontağı çevirdiğimizde öncelikle aracın motor gürültüsünün iyi izole edilmesi sayesinde kabine sirayet etmediğini bir artı puan olarak değerlendirdik. 

Bu araç sınıfında Ülkemizin temel tüketici talebi olan otomatik şanzıman Sportage'da yalnızca oldukça yüksek fiyat etiketiyle satılmakta olan 2.0 dizel modelinde bulunduğundan, 1.6 GDI motorlu aracımızın maalesef tek şanzıman seçeneği olan manuel vitesini park yerinden çıkmak için geriye taktığımızda, dikiz aynasına entegre edilmiş geri görüş kamerasının devreye girerek park yerinden çıkmamıza yardımcı olmasını da gayet mutlulukla karşıladık.

Yola koyulduğumuzda aracın orta-sert seçilmiş süspansiyon sisteminin darbe emişinin tatminkar olduğunu, düz ve virajlı yollardaki sürüş dinamiklerinin de sınıfının ihtiyaçlarını karşıladığına kanaat getirdik.

Yeni Sportage'ın sürüş değerlendirmesindeki en büyük olumsuzluk ise motor-şanzıman ikilisinden kaynaklanmaktaydı. Günümüzde hemen tüm otomotiv segmentlerinin trendi olan aşırı (turbo yahut supercharger) beslemeli motordan ve otomatik şanzımandan mahrum olan Kia Sportage direkt enjeksiyon (GDI) sistemli atmosferik motoru ve 6 ileri manuel şanzımanıyla hem performans hem de tüketim değerleri itibariyle sınıfı geçmekte başarılı olamıyor.

Motorun ürettiği 135HP'lik güç kağıt üzerinde tatminkar gözükse de 165NM'lik düşük tork 1.4 ton ağırlığındaki crossover'ı taşımakta güçlük çekiyor. Buna manuel şanzımanın uzun vites değiştirme oranları da eklenince özellikle düşük devirlerde nefesi kesilen (0-100kms hızlanması yaklaşık 12 saniye), sürekli üst devirde kullanım gerektirmesi sebebiyle de motor hacmine oranla oldukça yüksek yakıt tüketimine (Ortalama 10lt/100km) sahip Sportage, pek tat vermiyor. 


SONUÇ:

Geçmişteki budget (ucuz) otomotiv üreticisi kimliğini günümüzde üzerinden atan Kia, Sportage'da Peter Schreyer imzalı şık dış tasarımı ve zengin donanımıyla dikkatleri üzerine çekerken; küçük hacimli-aşırı beslemeli dizel/benzinli motor ve otomatik şanzıman kriterini karşılayamamasından kaynaklanan düşük sürüş performansı ve yüksek tüketim özellikleri sebebiyle sınıf liderliğini kaçırıyor. 

Bu aracın, Kia raflarındaki 1.6 litre hacmindeki 128 HP güç ve 260NM tork üreten motor ve 6 ileri çift kavramalı yarı otomatik şanzıman ile donatıldığı taktirde kompakt crossover segmentinde liderliğe oynayabileceği kanaatindeyim.


TEST KARNESİ:

Olumlu:
+Çok şık ve albenili dış görünüm
+Tatminkar kabin ve bagaj hacmi
+Geniş standart donanım listesi
+Olumlu sürüş dinamikleri

Olumsuz:
-Performansı düşük atmosferik benzinli motor
-Otomatik vites seçeneği düşük hacimli motor tipinde yok
-İşçilik ve malzeme kalitesinde yer yer hatalar

Bir de Benden Dinleyin: Lamborghini LM002

  #otomobilgurmesi ‘nde bugünkü lezzet konuğumuz 1986-1993 yılları arasında yalnızca 328 adet üretilen, 345 mm ile tüm zamanların en geniş t...