Volkswagen (VW) firmasını bilmeyenimiz yoktur. Türkçe kelime anlamı "Halkın Taşıtı" olan Almanya'nın devasa otomotiv şirketi VW 2 Dünya savaşından bu yana üretmekte olduğu "sağlam-ekonomik-konforlu" modeller ile dünya genelinde hemen her insan tipinden sadık bir müşteri kitlesine sahiptir.
Gelgelelim VW adıyla üretilen otomobiller için yapılabilecek temel tanımlamalarda "hayran olunacak güzellikte, dikkat çekici" gibi sıfatların kullanılması pek nadirdir. Soğuk&başarılı odaklı ve keyifsiz/heyecan yoksunu bu "Tipik Alman" üreticisinin model gamında 1974'ten bu yana üretilmekte olan bir Scirocco istisna konumundadır.
Gerek 1974-1982 yılları arasında üretilen 1. Jenerasyon Scirocco, gerek 1982-1992 yılları arasında üretilen 2. jenerasyon, gerekse 1988-1995 yılları arasında Corrado adıyla üretilen 2 buçuğuncu jenerasyon, piyasada bulundukları yıllarda bilhassa genç/ruhu genç otomobil meraklılarını kendilerine mıknatıs gibi çeken nadir "tarz sahibi" VWlerdi.
Testimize konu 3. Jenerasyon Scirocco da -tıpkı ataları gibi- piyasaya sunulduğu 2008 tarihinden itibaren kendisine fevkalade bir hayran ve müşteri kitlesi oluşturabilmiş başarılı ve "dikkat çekici" nadir VW modellerinden biri olma başarısını gösterdi.
2006 yılında Cenevre Fuarında sergilenen ve fuar katılımcılarından büyük ilgi gören Iroc konsepti baz alınarak dizayn edilen güncel Scirocco'yu, bu otomobile tabiri caizse ilk görüşünde vurulan ve satın almak için yıllarca çaba gösteren Kemal Başar kardeşimin 2012 Kasım ayı itibariyle sahip olması ve bu "tarz sahibi" aracı kullanmam nazikçe şahsıma tahsis etmesi sebepleriyle test ettim.
Test izlenimlerimi aşağıda bulacaksınız.
DIŞ:
Kocaman alt havalandırma ızgarası, kaput üstü VW amblemi, çekik gözlü farları ve alabildiğine alçak ve eğimli dizayn edilmiş burun dizaynıyla agresif bir ön görünümü bulunmakta Scirocco'nun.
Aracın, arkaya doğru gidildikçe daralan camları ve geniş arka çamurluklarının hakim olduğu yan tasarımının da sade ama gayet sportif durduğu aşikar.
Arka görünüm ise 1990lı yılların ilk yarısında üretilen ve o dönem tarafımca takdirle karşılanan Honda Civic HB Si modeli ile ziyadesiyle benzeşen bir yapıda: Geniş çamurluk, eğimli arka cam, kısacık bagaj kapağı sacı ve büyük tavanüstü spoilerı ile çok çekici.
İÇ:
Scirocco'nun tüm spor otomobillerin klasik özelliği olan kocaman kapısını açıp içine geçtiğinizde ise maalesef "kalp atışlarımızı hızlandıran", "dikkat çekici" dış görünüm dizayn çizgisinin hemen hemen hiç yansıtılmamış olduğunu görüyorsunuz ve "biraz" içiniz burkuluyor.
Lakin "Tipik Alman" kalitesindeki materyaller ile 1. sınıf işçiliğin birleşimi olan fonksiyonel ve kaliteli kokpitin bu iç burkulmasını kırması ve size kendisini sevdirmesi pek de uzun sürmüyor.
Yumuşak dokunuşlu materyallerin sizi çepeçevre sarmaladığı Scirocco'nun iç mekan genişliği spor bir otomobil için gayet yeterli seviyede. Önde uzun boylu ve cüsseli yolcuların, arkada ise çocuklar ve minyon yapıdaki erişkinlerin rahatlıkla seyahat edebileceği bir iç hacim sunmakta bu sportif VW.
Küçük, 9:15 sürüş pozisyonu için tutma yerleri vurgulanmış, düz alt kısımlı ve metalik detay kaplamalı, herşeyden önemlisi "ele iyi gelen" direksiyonu çok beğendim.
Scirocco'nun sportif bir otomobilin olmazsa olmazı olan Direksiyon-Vites Topuzu arasında maksimum 1 karışlık mesafe kriterini başarılı bir şekilde karşılaması, metal kaplamalı gaz-fren-debriyaj pedalları ve donanım tipine (White Edition) özgü beyaz trimler in mevcudiyeti de aracın iç kısmının benden olumlu puanlar almasını sağlayan diğer faktörlerdi.
İç mekan konusunda beni rahatsız eden tek unsur ise klasik bir spor otomobil sorunu olan ve birkaç premium marka dışında hiçbir otomotiv üreticisinin çözemediği fazlasıyla geride konumlandırılmış ve pratik ulaşımının hemen hemen imkansız olduğu ön emniyet kemerlerinin yeri idi.
SÜRÜŞ:
Gelelim, pek çok iddialı premium otomobili dahi yeri geldiğinde "acımasızca" eleştirdiğimiz sürüş değerlendirmesi kısmımıza.
Scirocco'nun hem turbo hem de kompresör tarafından aşırı beslenen 1.4TSI motorunun vermekte olduğu 160HP'lik güç ve 240NM'lik tork ortaya gayet başarılı bir sürüş performansının konulmasını sağlıyor.
0'dan 100kms hıza 7.7 saniyede çıkan ve düz yolda 240 kms azami sürate ulaşabilen Scirocco'nun sağlam şasi geometrisi, sportif-alçak-sert süspansiyonları ve büyük jantlarını sarmalayan düşük profilli-geniş tabanlı lastikleri ile yol tutuşu son derece güvenli.
Araç önden çekişli olduğundan "keyif" (halk dilinde yanlama) faktörünün mecburen arkadan itişli araçlara göre düşük olması aracı satın almayı düşünen "heyecanlı" müşteri adayları için benim ön uyarım olsun.
Bunun dışında araç önden çekişli kuvvetli otomobillerin sıklıkla başetmek zorunda kaldığı torquesteer (ön tekerleklerin bocalaması) ve understeer (viraj içinde gaza yüklenildiğinde kafadan kayma) sorunlarından pek de muzdarip değil ve bu da aracın sürüş dinamikleri bakımından çok önemli bir artı.
Sportif araçlarda çok da ön planda olmayan sürüş konforu konusunda Scirocco sınıfı geçiyor. Zemindeki kısa enlemesine engebelerde binek araçlara oranla sallantıyı biraz fazla hissetirse de sportif bir araç için başarılı diyebiliriz.
Sportif araçlarda çok da önemsenmeyen bir diğer husus olan tüketim konusunda da 1.4 TSI motorlu Scirocco'yu ortaya koyduğu performans dikkate alındığında dengeli bir kullanımda sunduğu 9.5 lt/100km'lik oranla tatminkar buldum.
TEST KARNESİ:
Olumlu:
+Dikkat çekici, tarz sahibi dış görünüm.
+Sportif kullanıma uygun ve görece eknomik modern 1.4TSI (160) motor.
+Sportif bir araç için yeterli iç hacim.
+Önden çekişli bir araç için başarılı sürüş dinamikleri ve konforu.
+Ele iyi gelen küçük spor direksiyon.
+Aracın içinde ve dışında White Edition'a özgü şık detaylar.
Olumsuz:
-Çok karakterli ve sportif olmayan kokpit ve iç dizayn.
-Erişilmesi çok zor olan ön emniyet kemerleri.
-Önden çekişli olmasından kaynaklanan görece düşük "eğlence/yanlama faktörü"
SONUÇ:
Dikkat çekici ve şık görünümlü, güç/ekonomi dengesini iyi oturtmuş, güvenli bir sportif otomobil arayanlar için adeta biçilmiş kaftan Scirocco. Satış rakamları da zaten bu tespitimizi teyit eder şekilde= yüksek. Lakin amacınız saf sürüş keyfi ve eğlence ise; başka otomobil üreticilerin gamlarında bulunan arkadan itişli modelleri tercih etmenizde fayda var.
Son olarak, otomobiline tutku ile bağlı Kemal Kardeşime bana bu keyifli otomobili test ettirdiği için teşekkür ediyor, uzun yıllar keyifli-kazasız sürüşler diliyorum.