5 Nisan 2010 Pazartesi

Chevrolet Cruze 1.6 LS Plus Testi



Ankara’da Nisan başında Haziran ayı sıcaklığının yaşandığı bir Cumartesi gününde boş bulunan 1 saatlik vaktimi uzun süredir merak etmekte olduğum Chevrolet Cruze modelini incelemek ve test etmekle geçirdim.

Test izlenimlerine geçmeden evvel bu aracın satış performansı ile ilgili birkaç kelam etmek isterim. Daha concept halinde iken bu dizayn tutar dediğim, fiyatı-donanımı-güvenliği ve boyutları ile içinde bulunduğu kompakt sedan (C Sedan) segmentinin sınırlarını zorlayan bir araç Cruze kağıt üstünde.

Buna ilaveten, Captiva ile birlikte başlayan, Güney Kore-Daewoo mirasının reddinin tam anlamıyla vücut bulduğu, Brezilya’dan Doğu Avrupa’ya (Kore de bu listeye dahil) pek çok yerde üretilen bir dünya otomobili durumunda Cruze.

Gelelim test izlenimlerimize.




Dış:



Ön görünüm itibariyle; kocaman bir ızgara, üstünde bir sac şerite monte edilmiş altın renkli yılların eskitemediği papyon veya artı şeklinde adlandırılan büyük Chevrolet logosu ve çekik gözlü farları ile tartışmaya mahal vermez bir dikkat çekiciliği var Cruze’un.

Yan ve arka görünüm içinse ön görünüm kadar iddialı olmasa da akıcı-sade ve modern çizgilere sahip diye tasvir etsek yanılmamış oluruz herhalde.

Aracın her ne kadar kasa sağlamlığı ve güvenlik donanımı itibariyle Euro NCAP’ten 5 yıldızla ödüllendirilmiş olması faktörü size her zaman güven veriyor olsa da bagaj kapağı ve kapılarının kapanış sesleri açıkçası Alman otomobillerinden alıştığımız tok sese ve ağırlık-sağlamlık hissine sahip değil.

Netice itibariyle aracın fiyatını ve NCAP yıldızlarını göz önünde bulundurduğunuzda çoğu müşterinin benim saptadığım bu eksiyi göz önünde bulunduracağını zannetmiyorum açıkçası.



İç:



Son yıllarda pek çok markada gözlemlediğimiz üzere, sürücü odaklı, yuvarlak ve gayet şık göstergelerin ve orta konsola paralel dikey havalandırma ızgaralarının yer aldığı çok modern ve güzel bir kokpiti var Cruze’un.

Hele ki test aracımız gibi LS Plus, yani en üst düzey donanıma sahipse kullandığınız Cruze’un içinden çok büyük olasılıkla memnun kalacağınızı düşünmekteyim.

Önden yüklemeli 6’lı CD Changer’a, kolay kullanımlı kocaman tuşlara ve gayet başarılı bas ve tiz ses gücüne sahip müzik sistemi olsun, kolay kullanılan ve etkin çalışan (maalesef tek bölgeli) klima sistemi olsun, yükseklik ayarına sahip geniş ve konforlu ön koltukları ve bardaklık entegre edilmiş arka orta kol dayama gibi konfor donanımlarıyla Cruze kabin değerlendirmemizden çok olumlu puanlar aldı.

1.87m’lik boyuma ve 115kg’lik ağırlığıma göre ayarladığım sürücü koltuğunun arkasına benimle aynı cüssede bir kişinin çok sıkışmadan oturabildiğini belirtmem herhalde aracın içinin diz ve omuz genişliği itibariyle ne kadar başarılı olduğunu ifade edebilir düşüncesindeyim. Burada eleştirebileceğimiz yegane nokta aerodinamik kaygılarla tavanın aracın arkasına (C Direğine) doğru yaptığı kavisten kaynaklanan baş mesafesi kısıtı – ki bu modern araçların hemen hemen tümüne özgü bir özellik olduğundan Cruze için eksi hanesine bir not düşmedik.

Sürüş:



Sürüş konusunda birden fazla kriterde değerlendirme yapmaktayız. Bunlar: Konfor, yol tutuş, performans ve tüketim, olarak sıralanabilir.

Chevrolet Cruze bu paradigmaların ikisinde çok başarılı, birinde vasat, birinde ise vasatın altında performans sergiledi. Sırasıyla aktarmaya başlayalım.

Konfor açısından, gerek içeri çok fazla almadığı yol ve rüzgar gürültüsü gerekse süspansiyonun konfor/yol tutuş dengesi itibariyle çok başarılı bir durumda olduğunu belirtebiliriz Cruze'un. Özellikle Ülkemizde sık rastlanan çukurlar ve kasislerden yavaşlamadan geçmeniz halinde dahi gerek ses gerekse sallantı açısından sizi hiç üzmüyor araç.

Yol tutuş açısından da tıpkı konforda olduğu gibi övgülü değerlendirmeleri hak eden bir konumu var Cruze'un. Düz gidiş olsun, viraj performansı olsun, araçta standart donanımda bulunan çekiş kontrol (traction control-TC) ve elektronik stabilite programı (electronic stability program - ESP) gibi yüksek teknolojili sürüş yardımcılarına dahi çok iş düşürmeyen başarılı bir şasi geometrisine sahip olması buradaki temel etken.

Aracın vasat performans gösterdiği nokta ise performans ile alakalı idi. 113 HP gücündeki, herhangi bir aşırı besleme sistemine (turbo veya kompresör) sahip olmayan eski kuşak 1.6 16 sübaplı Opel motoru bu cüsseli ve donanımlı otomobili çok da rahat ve kolay hareket ettiremiyordu açıkçası.

Aracın bu eski kuşak motordan başka bir motor seçeneği olmadığını, sadece şanzımanın 5 ileri düz yahut 6 ileri tam otomatik tercih edilebildiğini de yeri gelmişken söylemiş olayım.

Benim kullandığım test aracı düz vitesliydi ve kemikli vites koluyla araçtan biraz olsun performans alabilmek, sollama yapabilmek için mutlaka en az 2 vites aşağı düşmeyi gerektiren bir durumla karşı karşıya kalmıştım Cruze'u kullanırken.

Cruze, vasatın da altında performansı ise tüketim alanında gösterdi. Aslında gücü kasa ağırlığına ve cüssesine oranla düşük kalan her aracın yaşamaya mahkum olduğu bir kronik sorundu karşılaştığımız. Aracı zorlamadani gündelik kullanım tarzım ile şehir içi-dışı kombine kullandığımda tüketim ortalaması 100km'de 11.6 lt rakamını buldu. Bu, modern benzinli motorlara sahip C Segmenti üyesi araçlarda görmeye alıştığımız
8-9 lt'ler, modern dizel motorlu C Segmenti araçlarda görmeye aşina olduğumuz 6-7 lt'ler ile kıyaslandığında olağanüstü yüksek bir rakamdı. Aracı test ederken bana refakat eden görevlinin "LPG taktıracak mısınız?" diye sorması, aracı satmak-pazarlamak konumunda bulunan kişilerin dahi bu eksiyi kabullendiği ve çare olarak harici çözümler getirmeye çalıştığına işaret etmekteydi.

Sonuç:

Chevrolet'nin uzun yıllar sonrasında gerçek bir dünya otomobili projesi olarak lanse ettiği Cruze modeli,

bir yanda  gösterişli ve cüsseli dış ve iç boyutları, yüksek güvenlik ve lüks donanımları, başarılı yol tutuşu ve konforu ile sınıf standartlarını belirleyecek nitelikte başarı sergilerken;

diğer yanda sınıfının diğer aktörlerine oranla düşük güçlü ve çok yüksek tüketimli, dizel veya benzinli başka hiç bir seçeneği olmayan eski nesil 1.6 lt hacmindeki motoruyla bu başarısına gölge düşüren;

ve netice itibariyle Sharkfin Test Drive'dan büyük başarıyla ayrılacak iken ortanın üstü diyebileceiğimiz bir not ile ayrılan bir otomobil olarak yerini alıyor arşivimizde.

Sharkfin Test Karnesi  

Olumlu:

+Gösterişli dış (özellikle ön) dizayn.
+Geniş iç hacim.
+Rafine sürüş dinamikleri (Konforlu sürüş + Güvenli yol tutuş).
+Yüksek güvenlik donanımı (6 hava yastığı + ESP + TC standart donanımda).
+Yüksek konfor/lüks donanımı.
+Tam otomatik vites seçeneği sunması.
+Uygun fiyat.

Olumsuz:

-Diğer özelliklerine yakışmayan eski nesil 1.6 lt motor.
-Dizel ve aşırı beslemeli benzinli başka hiçbir motor seçeneği olmaması.
-Düşük performans.

Bir de Benden Dinleyin: Lamborghini LM002

  #otomobilgurmesi ‘nde bugünkü lezzet konuğumuz 1986-1993 yılları arasında yalnızca 328 adet üretilen, 345 mm ile tüm zamanların en geniş t...