Coupe kılığına girmiş arazi aracı (SUV) mı, yoksa arazi aracı kılığına girmiş coupe mi?
BMW'nin radikal dizaynlı firmanın çağırdığı ismiyle Sportif Aktivite Aracı (Sports Activity Vehicle) X6'yı teste tabi tutmaktaki temel amacım yukarıdaki soruya cevap bulmaktı.
Puslu bir ilkbahar sabahında Borusan'ın Ankara Beysupark mevkinde düzenlediği test sürüşünde bu soru temelinde X6'yı detaylı inceleme ve test etme fırsatını buldum. Buyurunuz neticesi - Sharkfin Test Değerlendirmesi:
Dış:
Tek kelimeyle özetlemek gerekirse: Sportif.
Kocaman krom BMW böbreklerinin hakim olduğu sert ön duruşu, Porsche 911'in 1962'den bu yana klasikleşen kavisli tavanına göndermeler yapan -hatta biraz daha samimi olmak gerekirse öykünen- üst çizkisi, liftback tipi kısa-kesik arka dizaynı, 315mm ebadındaki ultra geniş tabanlı ve düşük profilli lastikleri ve 20 inch ebadındaki spor alaşım jantları ile durduğu yerde dahi atlamaya hazır bir Bavyera Panteri (Aslan ağır kalır ;) çizgisi arz etmekte X6.
Her ne kadar tüm otomobil segmentleri kadar arazi araçları segmenti de sportifleşme akımında nasibini almaktaysa da BMW X6 bu konuda çıtayı en üste konumlandırmış araç konumunda hali hazırda. Piyasada adında "Sport" ifadesi bulunan Range Rover Sport'un, hatta yılların spor totmobil üreticisi Porsche gamını arazide temsil eden Cayenne'in dahi "Sportif" sıfatını layığıyla taşımak konusunda X6'nın eline su dökemeyeceği düşüncesindeyim.
İç:
Sportifliğin %80'ini dışarıda bırakarak BMW'nin klasik SUV (ya da SAV) modeli X5'in yıllardır aşina olduğumuz kokpitinden adapte edilmiş kabinine geçtiğimizde ilk hayal kırıklığına uğruyoruz. İnsan bu kadar sportif görünen bir aracın iç dizaynında da bir nebze olsun şık-ince-sportif detay aramadan edemiyor ancak BMW burada biraz maliyet kaygısı biraz da modern SUV tarzı araçlardan beklenen işlevsellik hedefleri sebebiyle umutlarımızı boşa çıkartıyor.
Hacim hususunda ise arka koltuktaki tavan-baş mesafesinin kısıtlılığı dışında eleştirecek bir nokta bulamıyoruz. Kabin genişliği, sessizliği gayet başarılı, malzemelerin kalite ve işçilik düzeyi de BMW'den beklendiği üzere üst düzeyde.
Bagaj hacmi de gerek genişliği, gerekse arka koltukların asimetrik olarak katlanmasının da katkısıyla daha da genişletilebilir oluşuyla SUV kriterlerini tuturuyor düşüncesindeyiz.
Sürüş:
Aracımızda anahtarsız çalıştırma (keyless-go) özelliği mevcut idi. Bu yüzden klasik "kontağı çevirip yola koyulduk" terminolojisini kullanamadığım araçlar listesine birinin daha eklendiğini not ederek anahtar (daha doğrusu kart) cebimde iken bastım aracı çalıştıran yuvarlak düğmeye.
Tıpkı 6 silindirli diğer dizel BMW kardeşleri gibi ziyadesiyle kibar ve rahatsız edici olamayan hafif bir dizel tıkırtısıyla çalışmaya başladı Xdrive35d motoru.
306 HP gücünde ve 580NM torkundaki 3.0 litre hacmindeki bu twinscroll (çiftkanallı) turbo sahibi makineyi hangi BMW modelinde kullandıysam keyif almıştım, X6'da da bu kaide bozulmadı.
"Turbonun devreye girişi bu kadar mı yumuşak, bu kadar mı etkili ve temiz olur", öğrenmek isteyenlere işbu motoru test etmelerini şiddetle tavsiye ediyorum.
Şaka yapma adeti bulunmayan, güenli ve tecrübeli; otomobilci tabiriyle "tertemiz" bir performans koyuyor ortaya X6 asfaltta.
Gerek düzde, gerekse virajda sportif, bir o kadar da güvenli bir karakter sergileyen X6 ile Beysukent-İncek hattındaki yokuş-virajlı yolda destan yazıyoruz adeta.
Sadece demek için X6'nın abisi 7.30d ile yaptığımız ufak kapışmada, gerek düzde-gerekse virajda X6'nın 7 serisi ile tabiri caizse "dalga geçtiğine" şahit oluyoruz ve taktir ediyoruz BMW mühendislerini.
Arazi sürüşünde ise zemin koşulları ve eğim çok sertleşmediği sürece X6'nın Range Rover dışındaki premium SUV rakipleriyle (Merc ML, Audi Q7) aşık atabilecek bir çizgisi olduğu düşüncesindeyim.
"Bu kadar yol tutuş ve sportif sürüş dinamiklerinin bir (olumsuz)karşılığı olmalı" dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız-Var.
1. Özellikle arka koltuklarda konforlu bir seyahatin mümkiyetinden söz etmemiz dahi mümkün değil. Araç mütemadiyen yoldaki her türlü engebe ve desene doğrudan tepki veriyor ve bu tepkiyi yolcularından esirgeyemiyor maalesef.
2. Performanslı kullanımla birlikte yakıt tüketimi inanılmaz seviyelere (22-23 lt/100km) çıkıyor, rutin kullanımda da bu düzeyin çok da düşmediğini (13-14lt/100km) belirtmemiz gerekmekte.
Sonuç:
X6 sportif dış görünümü, sıradışı bir başarı ortaya koyan yol tutuşu ve pratik-kullanışlı iç ve bagaj hacmiyle göz doldururken; yüksek tüketimi ve konforsuz süspansiyonu ile puan kaybediyor.
Gelelim esas sorumuzun cevabına: Coupe kılığına girmiş arazi aracı (SUV) mı, yoksa arazi aracı kılığına girmiş coupe mi?
Aslında cevap biraz hissiyat ve beklentilerinizle doğru orantılı.
Geleneksel SUV müşterisi: genişlik-konfor-tüketimde yeterince ekonomiklik ve asfaltta ve hafif arazide güvenli sürüş etiketlerine (tag'lerine) önem verir.
Geleneksel Coupe müşterisi: sportlik-yol tutuş-keyifli sürüş ve gösteriş beklentisindedir.
Benim kanaatim X6'nın 35d motoru ile arazi aracı kılığına girmiş bir coupe karakteri olduğu yönünde...Sizce ?
Sharkfin Test Karnesi:
Olumlu:
+Gösterişli ve sportif dış görünüş.
+Geniş iç hacim ve bagaj hacmi.
+Sportif-güvenli ve keyifli yol tutuş.
+Performanslı motor-şanzıman ikilisi.
Olumsuz:
-Arka koltukta baş-tavan mesafesi kısıtlı.
-Yüksek tüketim
-Sallantılı ve konfor seviyesi düşük sürüş.
Bir de Benden Dinleyin: Lamborghini LM002
#otomobilgurmesi ‘nde bugünkü lezzet konuğumuz 1986-1993 yılları arasında yalnızca 328 adet üretilen, 345 mm ile tüm zamanların en geniş t...
-
Geçtiğimiz hafta Borusan Oto'nun İstinye Plazasına yolumuz düştü. 2 ay kadar önce Ülkemize ithal edileceği duyurulan BMW 5 Ser...
-
Güney Kore son yıllarda ileri teknoloji kullanımının temel başarı kriteri olduğu pek çok sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de ...
-
"Jenerasyon", diğer bir ifadeyle "Kuşak" kavramı dünyanın muasır medeniyetlerinde büyük önem atfedilen bir olg...