11 Temmuz 2011 Pazartesi

Peugeot 508 1.6 HDI 6R Testi



Konuya (biraz) önyargılı yaklaştığımızı baştan söylemek en iyisi: Her ne kadar zamanına göre her daim gelişmiş teknoloji ve pek çok özellik sunsalar da Fransız otomobilleri ilgi alanımda yer almazlar.

Stepneyi ve korna butonunu konumlandırmalarından tutun, uzun burun mesafesi takıntılarına kadar Fransızlar her ne sınıfta olursa olsun mutlaka kendilerine has bir tarzda otomobil üretirler, ve ne yazık ki bu tarz benim püriten-konservatif ve yeri geldiğinde avantgard damak tadıma ekseriyetle uymaz.

Velhasıl Fransızların belki de en bilinen otomobil markası Peugeot son zamanlarda tanıtmış olduğu RCZ isimli Audi TT türevi spor modeli ile içimde bir kıpırtı yaratmadı desem yalan olur.

Radikal çizgilerin son derece çekici detaylarla süslendiği, benim de sempatiyle baktığım RCZ dizaynı baz alınarak oluşturulan, 607 ve 407 üretiminin durdurulması sonrasında her iki aracın da yerini doldurması beklenen Peugeot'un yeni ve iddialı D Segmenti temsilcisi 508 bu günkü test konuğumuz oldu.

Değerli dostum Tayfun Okman, kendisini aksi yönde ikna çabalarıma göğüs gererek 508'in ülkemizdeki en iddialı satış ortaya koyması beklenen 1.6 HDI modelini 6R isimli otomatikleştirilmiş manuel şanzıman ile satın aldı ve aracı ile kısa sürede gerçekleştirmiş olduğu 3000km'lik sürüş deneyimi sonrası test edilmek ve değerlendirilmek üzere bendenize getirdi.

Tayfun'a "güle güle kullan, kazasız-keyifli sürüşler dilerim" temennisini gönderdikten sonra geçelim Sharkfin Test İzlenimlerine.

Dış:





Daha önce de methiyeler gönderdiğimiz RCZ'nin açmış olduğu albenili dış dizayn ekolünden emin adımlarla yürümekte 508. Kocaman Aslanlı amblemi ve krom detaylarla bezeli ön panjuru, çekik gözlü farları, biraz Opel Insignia'yı andıran arkaya doğu keskin eğim yapan Coupe tarzı tavan çizgisi, dinamik silueti, yine krom detaylarla ve kükreyen Peugeot Aslanıyla bezenmiş arka kısmıyla dikkat çekici ve yakışıklı bir otomobil 508.




İç:

Aracın iç kısmına geçtiğimizde büyük merkez kumanda sistemi kullanılmasıyla kokpitin sadeleştirilerek fonksiyonelleştirilmesi" olarak tanımlayabileceğimiz pek çok Alman ve uzak doğu otomobil üreticisinin günümüzde kullanmakta olduğu kokpit yapısından tamamen uzak; tabiri caizse eski-okul (old-school) yaklaşımında bol ve küçük düğmelerin serpiştirildiği bir kokpit anlayışı olduğunu görüyoruz.

Gerçi bir kere alışma devresini atlattıktan sonra sözkonusu bol düğmeli sistemin kullanılması zor değil ama yine de daha modern ve fonksiyonel bir kokpit yaklaşımının bu iddialı dış görünüme ve boyutlara sahip araca daha yakışacağı kanısındayım.

Genişlik ve ferahlık konusunda ise Peugeot'un bu iddialı yeni aslanı bizden övgüler ve bol bol olumlu puanlar topladı. Gerek önde gerekse arkada oturanlar için baş-omuz-diz-ayak mesafelerinin tümü fazlasıyla yeterli olduğundan geniş ailelerin kullanımına gayet uygun olduğunu söyleyebiliriz 508'in.


508'in hususunda ise 485 litrelik hacmin sınıfı ortalamalarını yakaladığı ancak VW Passat-Opel Insignia-Skoda Suberb gibi 500lt üstü bagaj hacmine sahip olan rakiplerinin ise oldukça gerisinde kaldığını belirtmek durumundayız. Netice itibariyle 4 kişilik bir ailenin, yanlarına aşırı olmamak kaydıyla yeterli sayıda bagaj alarak seyahate gönül rahatlığıyla çıkabileceği boyutlarda Peugeot 508.

Materyal kalitesi ve işçilik de yine 508'in bizden son derece olumlu puanlar aldığı hususlar oldu. Gerek koltuk döşemeleri ve kokpitte kullanılan plastik ve kromaj gibi diğer materyallerin yüksek kalitesi, gerekse bu yüksek kaliteli materyallerin araca monte edilişindeki detay işçiliğinin gayet başarılı olduğunu gözlemledik.

  



Sürüş:
Kontağı çevirip yola koyulduğumuzda, öncelikle Peugeot'un yeni 1.6HDI motorunun küçük hacmine ve 4 silindirli olmasına rağmen oldukça sessiz çalıştığını not ettik.

112 HP güç ve 270NM'lik torkun geldiği 1800d/d'den itibaren 1.5 ton üzerindeki bu iri cüsseli otomobili sportif tatlar yaşatmasa da rahat taşıyor diyebiliriz.

Araçta gerek performansı gerekse konforu bozan temel unsurun ise Peugeot'un 6R olarak tanımladığı 6 ileri sürüş programına sahip olan otomatikleştirilmiş manuel şanzıman sistemi olduğu düşüncesindeyim.

Vites geçişlerinde bir yandan bırakın çift kavramalı modern sistemlerini, eskinin klasik kasnak temelli CVT sistemlerinden dahi daha duraklamalı ve yavaş bir performans sunarken; diğer yandan, değiştirdiği her sürüş programında (viteste de diyebiliriz) aracı (içindeki yolcularla birlikte) önce öne sonra da arkaya doğru yığmak suretiyle sallaması ile de sürüş keyif ve konforunu büyük oranda baltalıyor 6R.

Peugeot'ya 508'in 1.6HDI motorunda 6R kullanımını bırakarak, aynı modelin benzinli THP
 versiyonunda kullandığı tork konvertörlü konvansiyonel sistemi kulanmaya başlaması konusunda teşvik etmekteyiz. Tabi Peugeot bu değişikliği yapana kadar da 508'lerini küçük dizel motor ile kullanmak isteyenlerin manuel vites seçeneğine yönelmelerini tavsiye etmekteyiz.






Problem odağı 6R şanzımanı bir kenara bırakırsak, gerek sessizliği gerekse yumuşak süspansiyon ayarı ve sessizliği ile 508'in gayet konforlu bir ulaşım aracı olduğunu söyleyebiliriz. Kafi performans sunan müzik sistemi, şık iç ışıklandırması ve zengin donanımı ile içinde seyahat eden tüm yolcuların kuvvetle muhtemel memnun kalacağı konforlu bir otomobil 508.

Sürüş dinamikleri için ise konfor odaklı tüm araçlarda olduğu gibi tatminkarın üstünde bir başarı ortaya koyduğunu belirtemiyoruz 508'in. Yumuşak süspansiyonları, önden motorlu-önden çekişli (Front Engine-Front Drive- FF) yapısı sebebiyle araç sahibi olduğu başarılı aerodinamiğe sahip gövdesinin hak ettiği "sıradışı" stabiliteyi ve yol kavramayı özellikle yüksek süratlerde sağlayamamakta.

Aşağıdaki resme dikkatli baktığınızda "stabilite" konusunda Peugeot'nun yukarıdaki sözlerimizi teyit eder nitelikteki uygulamasını göreceksiniz. Elektronik Stabilite Kontrolü'nü kapatacak düğme gözden olabildiğince uzakta, direksiyonun altındaki çekmeceli bir gözde saklı durumda.


Hemen tüm FF yapılı araçlarda karşılaştığımız torque steer, torkun ve gücün ön tekerleklere aniden yüklenmesi sonucunda ortaya çıkan stabilite ve tutuş kaybı  motorun görece düşük gücü sebebiyle çok canımızı sıkmazken; süspansiyon ayarlarının yumuşak seçilmiş olması sebebiyle aracın yüksek süratle virajlara girmekten pek de memnun kalmaması "rafine sürüş" odaklı bünyemizce çok da tatminkar bulunmadı.

Son olarak rakamlardan söz etmek gerekirse:

Araç yaklaşık 11.5 saniye'de 0'dan 100km/s hıza ulaşıyor.
Azami hızı düz yolda 200km/s iken rampa aşağı konumda bunun da üzeri rakamları görebiliyor 508.
Yakıt tüketimi:
Yoğun trafikte şehir içinde 7 lt/100km
Ekonomik kullanımla uzun yolda 4.0 lt/100km
Maksimum yük ile performanslı kullanımla uzun yolda 8lt/100km 

Yani 5.5lt/100km gibi bir ortalama ile gayet ekonomik bir araç konumunda Peugeot 508 1.6HDI.

Sonuç:   

Peugeot'un ülkemizde daha çok geniş ailelerce tercih edilen D-Segmentine hızlı bir giriş yapan 508 modeli; albenili dış tasarımı, geniş kabini, yeterli bagajı, konforlu ve ekonomik sürüşü ile tam da bu segment müşterisinin taleplerini karşılayacak nitelikte, başarılı bir model. Hele bir de 6R yerine daha başarılı bir otomatik şanzıman kullanılırsa bestseller olmaması için önünde herhangi bir engel yok.

Sürüş keyfi ve hız meraklısı aile babalarının/annelerinin ise sürüş dinamiklerine daha çok ihtimam gösteren başka D-Segmenti üyelerinde daha mutlu olacakları kanısındayız.






Sharkfin Test Karnesi

Olumlu:
+Albenili dış dizayn.
+Geniş iç hacim.
+Yüksek malzeme ve işçilik kalitesi.
+Sessiz ve konforlu sürüş.
+Ekonomik yakıt tüketimi/yeterli sürüş performansı dengesi.

Olumsuz:
-Başarısız 6R şanzıman.
-Eski-okul tipi bol düğmeli ve karmaşık ön konsol.
-Yüksek süratlerde ve keskin virajlarda çok rafine olamayan sürüş dinamikleri.

Bir de Benden Dinleyin: Lamborghini LM002

  #otomobilgurmesi ‘nde bugünkü lezzet konuğumuz 1986-1993 yılları arasında yalnızca 328 adet üretilen, 345 mm ile tüm zamanların en geniş t...