12 Ocak 2010 Salı

Range Rover 4.6 (P38)

Asfalt ve Arazide Yat Konforu

Önemli uyarı: Bu test, sahibinin gözbebeği konumunda bulunan bir aracın testi olduğundan sonuçları kimi okuyanlar tarafından ziyadesiyle subjektif ve taraflı bulunabilir. Sonuçta haklıdırlar, test yazarı bir Range Rover hayranıdır ve açıkça tüm muadillerine karşı Range Rover'ı savunmakta, desteklemekte, dahası tutmaktadır...


Bugünkü uzun dönem test konuğumuz, sahibi bulunduğum, Land Rover Firmasının 1970 yılından bu yana üretmekte olduğu amiral gemisi Range Rover. P38 kasa koduyla anılan ve 1995-2001 yılları arasında üretilen Range Rover marka V8 4.6 motorlu aracıma ilişkin değerlendirme ve sürüş notlarımı sizlerle paylaşmadan önce, bu araca ilişkin bir kaç önemli ön bilgiyi vermem gerekirse:

1. Aracın yolda komplike bir beyin-kompresör-körük üçlüsünden mütevellit elektronik hava süspansiyonu (electronic air suspension - EAS) ile ilerlemekte.

2. Aracın kaportası ve motorunda ciddi oranda aluminyum parça kullanılması neticesinde devasa boyutlarına rağmen 2.200 kg gibi bir hafiflik yakalanmış durumda.

3. Araçta full otomatik çift şanzıman (asfalt ve arazi) ve 5 sürüş modu (otomatik, manuel, spor, yokuş çıkış, yokuş iniş) bulunmakta.

4. Araç manuel ve otomatik olarak 4 yükseklik seviyesinde (Su geçişi - Şehiriçi - Otoban - Park) sabitlenebilmekte.

5. ABS fren sisteminde ilave elektro-hidrolik pompa desteği bulunmakta.

P38 kasa için olmazsa olmaz bu girizgahı yaptıktan sonra, gelelim klasik Sharkfin Testi değerlendirmelerine:

DIŞ


Range Rover felsefesine uygun, basit, heybetli ve klasik bir duruşu var test aracımızın. Niagara Grey renk koduna sahip sedefli koyu antrasit rengi gölgede ve geceleri mağrur bir duruş sergilerken, gündüzleri ve özellikle güneşli havalarda iddialı bir tutum takınmakta.

Aracımızın üzerinde yazlık jant-lastik seti olarak L322 kasa kodlu 2002 yılından günümüze değin üretilmekte olan bir sonraki Range Rover kasasının 4.4 Vogue modeline ait 18 inçlik jantlar ve 255/55-18 ebadında Michelin Latitude Tour HP tipi 4 mevsim asfalt lastikleri bulunmakta.

Kışlık jant-lastik seti tercihimiz ise daha çok bozuk yol ve arazi kullanımına imkan tanıyan 16 inçlik jantlar ve 255/65-16 ebadında Michelin kış lastikleri.

Koyu renkli camlar, Vinyl D direği kaplaması, beyaz sinyal seti, gizli arka cam sileceği, far silecekleri ve rezistanslı arka ve arka-yan camlar da aracın öne çıkan diğer dış özellikleri.

İÇ


Bu aracı satın alana değin ekseriyetle açık renk döşeme ve kokpit renklerinden yana tercih kullanırken, siyah renkli döşemeleri ve kokpitlere gün gelip de sempati ile bakabileceğim aklıma gelmezdi.

Gel gelelim, bu deri döşemeler 120 küsur yıllık bir geçmişe sahip Rolls Royce gibi ultra lüks segmentin bir numarası olan bir firma tarafından da kullanılmakta olan Connoly markalı olağanüstü konforlu-dayanıklı ve kaliteli siyah deri döşemelr olunca,

Bir de üstüne üstlük koyu sedefli dış renk- koyu camlar - koyu ahşap kaplamalar üçlüsüyle birlikte yer alınca aracı satın almaya ikna oldum ve kullandığım her kilometre boyunca bu tercihimden de son derece memnun kaldığımı ifade etmek isterim.

Aracın yolda kapladığı yaklaşık 10 metrekarelik boyut düşünüldüğünde kabin boyutlarının da bagaj hacminin de olması gerektiği oranda (5 yetişkin ve ihtiyacı olabilecek tüm yükü fazlasıyla alabilecek kapasitede) büyük olduğunu belirtmek isterim.

Aracın gayet sade dizayn edilen gösterge tablosu ve kokpitinde en dikkat çeken unsurlar ise klasik analog Range Rover saati, EAS göstergesi, 2 bölgeli dijital klima, vites konsolunun arka kısmına konumlandırılmış ve ters mantıkla (ön tuşlar arka camları, arka tuşlar ise ön camları kumanda eder şekilde) yerleştirilmiş otomatik cam ve açılır tavan düğmeleri, çift otomatik şanzıman ve sürüş programları olarak sıralanabilir.

SÜRÜŞ

Gelelim bu aracı niçin BMW X5 veya 7.40i ile Mercedes ML veya S Serisini bir kenara iterek tercih ettiğime, aracın sürüşüne.



Öncelikle yukarıda saydığım iddialı araçların, giriş kısmında da bahsettiğim Range Rover'ın EAS sisteminin benzerlerini kullansalar da konfor açısından Range Rover'ın muadili bir seviyede olamadığını belirtmek isterim.



Siz daha kontağı çevirip aracı çalıştırmadan dahi görevde olan EAS; aracınıza binerken alçalması, siz Conolly koltuklarınıza kurulduktan sonra yükselmesi, 80km/s'lik hızı 1 dakikadan fazla süreyle aştıktan sonra otomatik olarak veya siz istediğinizde manuel olarak alçalması, çok yüksek bir engelden veya derin bir çukurdan geçecekseniz lift modunda aklınıza durgunluk veren bir kabiliyet göstermesi, şanzıman arazi modundaykense tarla engebesindeki bir arazide 100km/s gibi akıllara durgunluk veren emniyetli bir hız sağlayabilmesi, tüm bunları yaparken çıkarttığı ince ve güven veren vızıltı sesi ile başlı başına Range Rover'ı sınıfının yeganesi yapan bir özellik konumunda.



Gelelim, 1.90 m'yi aşan yükseklikteki bir havaleli aracın sergilediği sürüş dinamiklerine. Şuana kadar test ettiğim tüm araçlar itibariyle bana bu kadar farklı ve keyifli bir sürüş sunan bir SUV bulunmadığını baştan belirtmem gerek. Aracın EAS'tan kaynaklanan enteresan salınım rutinine alıştıktan sonra mantığın elverdiği her süratte ve yol tipinde yukarıda belirttiğim sıradışı konfora ilaveten fevkalade bir sürüş hissi yaşanmakta. Her bir tekerlekle özdeşleşmiş süspansiyon körüklerinin aracı sürekli düz tutmaya programlandığını ve dolayısıyla zemin asfalt, toprak, kayalık, otoban, su, vs. ne olursa olsun aracın her daim dengede olduğunu hissetmek son derece güven veren bir hissiyat yaratmakta sürücüsünde.



Bir diğer güven unsuruysa 2 metreye varan eniyle devasa ön cam ve aracın yüksekliğinin de getirdiği "havalimalarında yer alan kontrol kulesinde misali araç kullanıyorum" hissi. BMW X5 ve Mercedes ML serilerine dahi yukarıdan bakıp, aracın ezici ağırlığının keyfini yolda çıkartırken sizi kendinize getiren yegane nesnenin TIR Kamyonları olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.



Aracın motor performansına gelince: 1999 model yılı itibariyle öncenin LUCAS teknolojisi bırakılarak BMW'nin E38 7.40i modelinde de kullandığı Bosch Motronic tipi ateşleme sistemi ile optimize edilmiş aluminyum alaşım 4554 cc'lik V8 motoru 225 HP'lik motoru ve 400 NM'ye varan torku ile özellikle sport modu seçildiğinde Range 4.6'nın çoğu yeni nesil sportif aracı 0-60km/s ve 0-100km/s hızlanmalarda şaşırtabilecek bir performansa sahip olduğunu, bu hızlanmanın 170 km/s'ye kadar kesintisiz giderken, bu kilometre sonrası son sürati olan 210 km/s'ye kadar görece yavaşladığını belirtebiliriz.



Range 4.6'nın pek çok kişinin korktuğu ve aracı almaktan imtina ettiği tüketim efsanesine gelince: Yazlık jant-lastik seti ile sakin otoban kullanımında 13.5 lt, sakin ortalama kullanımda da 15.0 lt civarında bir tüketimle aslında bu aracın yüksek yakıt tüketiminin bir şehir efsanesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.



Ancak mütemadiyen sport konumda ve araca hiç yakışmayan ve malesef trendy sayılan 26 inçe varan devasa jant-lastik setleriyle bu rakamların rahatlıkla 25 lt ve üzerine de çıkabileceğini de belirtmezsek konunun bir yanını da eksik bırakmış oluruz.



SONUÇ



Bugünkü aracımız severek kullanmakta olduğumuz, SUV sınıfında doğrudan rakibi olmaması sebebiyle S sınıfı araçlarıyla da zaman zaman ve haklı olarak karşılaştırılan Range Rover'ın P38 ailesine ait 4.6 modeli idi.



Premium araç kullanma alışkanlığı ve/veya hevesi olan, keyfine düşkün, geniş bir ailesi ve aracın muazzam masraflarını (servis-vergi-kasko vs.) kaldırabilecek maddi durumdaki tüm kullanıcılara Range Rover'ı Classic, P38 veya L322 kasalarıyla olsun bir kez test etmelerini tavsiye ederim.



Bu testiniz neticesinde, nevi şahsına münhasır pek çok özellik taşıyan, arazi ve asfaltta yat konforu ve keyfi yaratan bir başka araç daha bulunmadığını teyid edeceğinize dair önemli bir iddiam bulunmakta.



Sharkfin Test Karnesi

Olumlu:

+Asfalt ve Arazide Yat Konforu, Keyfi ve Sürüş Dinamikleri

+Bağımlılık yaratan EAS havalı süspansiyon sistemi.

+4.6 V8 motorun gümbürtülü egzos sesi

+5 kişilik bir nüfusu rahatlıkla taşıyacak kabin ve bagaj hacmi

+Hakim sürüş pozisyonu

+Yüksek donanım (Harman Kardon DSP Ses sistemi, açılır tavan, elektrikli-sıstmalı-hafızalı- Conolly Deri koltuklar, 2 bölge dijital klima, vs.)


Olumsuz

-Çok çok yüksek satış fiyatı

-Çok yüksek kasko ücreti

-Çok çok çok yüksek motorlu taşıt vergisi

-Çok çok yüksek bakım masrafları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir de Benden Dinleyin: Lamborghini LM002

  #otomobilgurmesi ‘nde bugünkü lezzet konuğumuz 1986-1993 yılları arasında yalnızca 328 adet üretilen, 345 mm ile tüm zamanların en geniş t...