Tatlı kızımız Lara’nın doğumundan bu yana karı-koca, bebek, bakıcı, iki adet İran kedimiz derken epeyi kalabalık bir aile olduk. Haliyle otomobil testlerinde de öncelik sıramız aile kullanımına yönelik MPV, SUV ve Crossover tarzı araçlara kaymaya başladı.
Bugünkü test konuğumuz Ülkemiz piyasasına yeni giriş yapan bir ortaboy MPV: Peugeot 5008. Yurtdışında birkaç ay evvel piyasaya sunulan 5008, albenili dizaynı ve geniş hacmi ile Peugeot’nun Crossover 3008’den sonraki aile odaklı ikinci aracı oldu.
Kısa bilgilerden sonra beyaz renkli ve üst donanımlı (Premium Pack) 1.6 Diesel motora ve 6 ileri yarı-otomatik şanzımana sahip olan 5008 ile Ankara’da gerçekleştirdiğimiz teste dair izlenimlere geçebiliriz.
Dış:
5008 aslında gayet çekici hatlara sahip bir MPV. Önde bölünmüş ızgara, çekik gözlü farlar ve krom aslan amblemi, yanda araca hareket veren kavisli tasarım, arkada da kibar ve sade hatlarıyla açıkçası 5008’de gözüme hoş gelmeyen herhangi bir gövde parçası görmedim.
Burada belirtmek istediğim temel nokta ise aracın renginin özellikle bu donanım seviyesindeki karartmalı camlar da dikkate alındığında çekicilikte büyük rol oynadığı.
Şöyle bir misal vereyim: test ettiğimiz aracın rengi çok soluk ve iddiasız bir beyaz tonunda olduğundan testi gerçekleştirdiğimiz 5 yakınımızın da yolda karşılaştığımız pek çok kişinin de hiçbirinin dikkatini çekemedi bu iddialı araç.
Gelgelelim araç eğer lansman rengi olan buz mavisi veya kum beji tonlarında olsaydı, bu donanım seviyesiyle pek çok kişinin dikkatini çekebileceğini düşünmekteyim.
İç:
Aracın içi son dönemde pek çok otomobil üreticisinin (Audi, Saab, vs.) de tercihi olan uçak kokpiti tarzında. Bu kokpit tarzının atasının D Segmentinde 1990-1998 yılları arasında üretilen BMW E36 olduğunun altını çizdikten sonra gelelim 5008’in içi ile ilgili izlenimlerimize.
Kokpit dizaynı diğer türdeşleri gibi gayet şık ve kullanışlı. Gerek çift bölgeli klima, gerekse multimedya sistemi ve yol bilgisayarının kullanımı çok kolay, aracın içinde bulunan muhtelif ekranlardan bilgi takibi de son derece başarılı.
İç hacim konusunda ise ilk iki koltuk sırasında baş ve omuz mesafesinin yeterli olduğu düşüncesindeyim. Yalnız diz mesafesi ikinci koltuk sırasında biraz kısıtlıyken üçüncü koltuk sırasında ise standart (1.70m) boyda bir yetişkinin oturması pek mümkün değil. Aracın ikinci sırasındaki koltukları her ne kadar ileri-geri hareket etme kabiliyetine sahip olsalar da aracın içinin ön koltuklar dışında çok geniş bir hacme sahip olduğunu söyleyemeyeceğim.
Bagaj hacmine gelince: 5008 dış boyutlarına oranla gayet geniş ve değişken bir hacim sunuyor kullanıcılarına. 679lt ile 2506lt arasında değişen bagajı gayet yeterli bulduğumu söyleyebilirim.
5008’in iç değerlendirmesinde son olarak belirtmek istediğim aracın keyifli lüks donanımları olacak. Ön cama yansıtılan kilometre saatinden (head-up display), arkadaki iki yolcunun ayrı ayrı kullanabileceği multimedya sistemine, elektrikli perdesi de bulunan panoramik cam tavan ve araç içindeki muhtelif eşya gözlerinden ses izolasyonuna kadar son derece tatminkar bir donanımı var 5008’in. Araçta eksikliği hissedilen deri döşeme-ısıtmalı ve elektrikli koltukları ise ücreti mukabil paketlerle elde edebiliyor olmanız ise yine olumlu değerlendirilebilecek bir diğer husus.
5008’e bu kapsamda getirebileceğimiz temel eleştiri ise kalite konusunda olacak: Araç içerisinde ciddi miktarda sert dokunuşlu plastik malzeme kullanımı mevcut, kapıları kapattığınızda Alman otomobillerinin çoğunda karşılaştığınız tok kapanış sesi bulunmamakta ve engebeli zeminlerde 500km’deki test aracından dahi ufak tefek tıkırtı sesleri gelmekte.
Sürüş:
Gelelim “sharkfintestdrive” testlerindeki esas belirleyici bölüm olan sürüş kısmına. 5008’in kontağını çevirdiğinizde bir olumlu bir de olumsuz ilk saptamayı ister istemez yapıyorsunuz.
Olumlu olanı aracın motoru soğukken dahi dizellere özgü tıkırtı ve gürültüleri içeriye pek almıyor.
Olumsuz olanı ise bu kadar modern çizgisi ve albenili dizaynı olan bir araçta anahtarsız çalıştırma sistemi veya start/stop düğmesi ile çalıştırma sisteminin bulunmuyor olması.
Ford ve PSA grubunun hemen hemen tüm modellerinde kullanılan 106 HP – 240 NM (Overboost ile 260 NM) gücü ve torkundaki 1.6 dizel motor görevini her zaman olduğu gibi 5008’de de başarılı yerine getiriyor. Yarı-otomatik şanzımanın teknolojisi gereği motordan belirgin güç çalmaması ve gücü oldukça hızlı şekilde tekerleklere iletmesi ile 1.5 tondan ağır cüsseli 5008 zorlanmadan 140 km/s rakamını bir solukta yakalayabiliyor. 140 km/s sonrasında ise hızlanma ağır aksak da olsa son hız olan 183 km/s seviyelerine çıkabiliyor.
Yol tutuş konusunda aracın MPV olduğunu düşünürseniz düzde ve virajlarda gayet başarılı olduğunu söyleyebiliriz. İçinde 6 kişi olduğu halde yonca yaprağı sertliğindeki virajları 60-70 km/s gibi süratlerle alabiliyor ki bu iyi bir C segmentinin limitleriyle hemen hemen aynı viraj limitlerine sahip olduğunu gösteriyor 5008’in.
Tüketim konusunda rakamları vermek gerekirse: Aracı sıkıştırarak kullandığınızda 10 lt/100km, standart şehir içi kullanımında 7.5-8 lt/100km, uzun yolda ise 5-6 lt/100km gibi bir tüketimi var 5008’in. Aracın cüssesi, şanzımanı ve yüklü olduğu dikkate alınırsa başarılı ve sınıf kriterlerini tutturur bir tüketime imza attığını söyleyebiliriz.
Sonuç:
Peugeot 5008 güzel, doğru renk kombinasyonu seçildiğinde ise cazibeli denilebilecek bir dizayna sahip, kullanışlı, ekonomik, iyi yol tutan, tam bir aile aracı. Kaliteye ve işçiliğe dair ufak tefek sorunlar ve aracın arka koltuklarının uzun boylu yolculara göre biraz küçük kalması sizin için çok da önemli değilse sharkfintestdrive.blogspot.com tarafından tavsiye edilir.
Sharkfin Test Karnesi
Olumlu:
+Şık iç ve dış dizayn.
+Başarılı motor-şanzıman ikilisi.
+Yüksek standart donanım.
+Geniş, değişken ve kullanışlı bagaj.
+Başarılı yol tutuş.
+Performans-tüketim dengesi.
Olumsuz:
-Yer yer işçilik ve kalite hataları.
-2’nci ve 3’üncü koltuk sıralarında diz mesafesi kısıtlı.
-Eski nesil, sustalı kontak anahtarı (anahtarsız çalıştırma veya start/stop düğmesi bulunmaması).
Keyifli, kazasız sürüşler dilerim.
Sharkfin
