30 Ekim 2009 Cuma

Chevrolet Captiva 2.0 Diesel High




SUV = Sport Utility Vehicle = Spor Kullanılabilir Araç = Ekseriyetle dört çekiş sistemine sahip, şehir ve asfalt odaklı kullanıma göre üretilmiş, hafif arazi kullanımını tolere edebilen, yerden yüksek binek araç tipi.

Cip tabir ettiğimiz gerçek arazi araçları marjinalliğini korurken, bu her biri diğerinden fiyakalı segmentin mensubu, yukarıdaki tanımlamaya uyan düzinelerce farklı SUV ise her geçen gün Dünya ve Ülkemiz yollarına çıkmakta.

SUV’lerin kısa geçmişine göz attığımda 3 temel araç: Suzuki Vitara, Toyota RAV4 ve Honda CRV ilk kalemde aklıma gelen modeller oldu. Şimdi pek çok okuyucu “peki ya Daihatsu Feroza’ya, Opel Frontera’ya ne oldu” diyeceklerse de gerek küresel satış rakamları, gerekse ülkemizdeki bilinirlik oranları ile yukarıda saydığım 3 araç, benim gözümde SUV sınıfının öncüleridir.

Günümüzde, bu üç araç halen güncel kasaları ile piyasada mücadelerini vermekte iken yanlarına pek çok farklı üretici tarafından üretilen modeller eklenmekte olup, Chevrolet Captiva da son zamanlarda yollarda sıklıkla karşılaştığımız bir model olması itibariyle bu haftaki test konuğumuz olmuştur.

Dış:





Baştan ifade etmek gerekirse: General Motors firmasının dünya çapından senelerdir en bilinen ve takdir edilen markalarından birisi olan Chevrolet'yi Kore Daewoo fabrikasında bir önceki neslin Opel teknolojisi ile üretilen araçlara vermesi ve kırk yıllık Daewoo'yu Ülkemizin de içinde bulunduğu bazı pazarlarda Chevrolet adıyla pazarlaması inceden bir hayalkırıklığı yaratmıştır bende.

Matizler, Lacettiler ve diğer corsa-astra-vectra-omega eskisi modeller ile tam da Chevrolet imajı benim nezdimde yerle yeksan olmaya başlamıştı ki Chevrolet’in Yeni SUV’si Opel Antara’nın ikiz kardeşi Captiva’nın ilk resimleri tüm şıklığı ile net’e düştü ve Captiva’nın bu arz-ı endamından ister istemez etkilendim.

Kardeşi Opel Antara’ya kıyasla daha maskülen ve ağır bir duruşa sahip olması, ideal ölçüleri ve bonkör donanımı ile Captiva, daha ilk gördüğüm andan itibaren vakit bulup da test etmek istediğim araçlar listesinin üst sıralarından birine oturdu dersem herhalde aracın dış görünüşünü ne kadar beğendiğimi ifade etmiş olurum.

Benim bu araç için en yakıştırdığım renkte (Kum Beji) olmasa da Gümüş Gri test aracı gayet başarılı bir duruş ile karşıladı bizi kumandadan açma tuşuna basınca Xenon farlarını parıldataraktan.


İç:





Captiva’nın kabinine geçtiğimizde: dış dizaynın yarattığı kalite imajının görece düşük kalitedeki materyallerin kullanılıyor olması, yeşil tonlu gösterge ışıkları ve orta konsol dizaynının İngiliz tabiriyle “spartan” yani olabildiğine yalın olması sebebiyle sekteye uğradığı gerçeğiyle karşılaştık.

Her ne kadar SUV tarzı araçların ortak özelliğinin diğer modellere göre mümkün mertebede daha basit ve fonksiyonel olduğu gerçeğini göz ardı etmesek de Captiva’nın alımlı dış görünümünün bizde yarattığı olumlu etkinin, bu konuyu eleştirmeden geçemememize yol açtığını belirtmek isterim.

Captiva’nın 5-7 koltuklu versiyonları bulunuyor olsa da gerek pratikliği gerekse döşeme rengi seçme konusundaki imkanı sebebiyle 7 koltuklu versiyonu, High donanımıyla seçmenizi hararetle salık veririm. Böylelikle hem alabildiğine geniş bir işlevsellik (pek çok koltuk kombinasyonu ve depo yeri) hem de alabildiğine yüklü bir donanım (ısıtmalı deri döşemeden, açılır tavana) sahibi olabileceksiniz.

Kabin konforuna gelince: Biz 7 kişilik Captiva’yı 5 kişi ile test ettik ve arka koltukta omuz mesafesindeki kısıt dışında herhangi bir şikayetimiz olmadı. Ses izolasyonu konusunda ise aracın ilk çalıştırılmasından motorun ısınmasına değin geçen kısa süre dışında belirgin bir dizel gürültüsünün bulunmaması olumlu değerlendirdiğimiz bir nokta olduysa da bunda aracın fiyatının makullüğünün önemli rol oynadığının da altını çizmek isteriz.


Sürüş:

Düzde kararlı, virajlarda ise muadilleri arasında gayet başarılı bir sürüş dinamiğine sahip olan Captiva, GM firmasının Opel Frontera gibi önceki ürettiği araçlarda ihmal ettiği güvenlik faktörünü bu araçta dikkate aldığının bir kanıtı niteliğindeydi. Hissiz fren pedalına rağmen kısa duruş mesafesi de güvenlik konusunda Captiva’ya bir diğer artıyı daha kazandırmış oldu.

Sürüş konforuna gelince; aracın atatlı-sert süspansiyon ayarları neticesinde ortaya konan sürüş konforu da yerine göre kantarın tatlı veya sert topuzuna doğru kayabilmekte. Sonuçta bu tür şehir odaklı SUV’lerin genel olarak düzgün asfaltta kullanılacağı dikkate alınırsa Captiva konfor konusunda sınıfı geçer düşüncesindeyim.

Yaklaşık 10 lt civarında bir tüketim ortalaması ve yine bu rakamın biraz üstü zamanda (yani 11-11.5 saniye gibi) 0-100km/s hızlanması kaydeden Chevrolet Captiva, vasatın üstüne çıkamasa da altında da kalmıyor.


Sonuç:

Şık görünümü, gayet yeterli donanımı ve güvenlik faktörleriyle Chevrolet Captiva, Daewoo kökeninin getirdiği görece ucuz malzeme ve düşük işçilik kalitesi sorunlarını kümülatifte yani yekunda aşıyor ve kendi segmentinin en başarılı araçalarından biri olmayı hak ediyor. Sonunda Kia Sorento’ya, ciddi manada rakip olabilecek bir ucuz şehirli SUV’miz oldu...


Sharkfin Test Karnesi:


Olumlu:

+Şık dış görünüm
+Uygun fiyat
+Yüksek donanım seviyesi
+Sınıfına göre başarılı asfalt yol dinamikleri


Olumsuz:

-Albenisi düşük kokpit dizaynı
-İç mekanda yer yer kullanılan düşük kaliteli malzemeler ve işçilik hataları
-Araç ilk çalıştığında kokpite sızan dizel motor sesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir de Benden Dinleyin: Lamborghini LM002

  #otomobilgurmesi ‘nde bugünkü lezzet konuğumuz 1986-1993 yılları arasında yalnızca 328 adet üretilen, 345 mm ile tüm zamanların en geniş t...